Translate

9 Aralık 2015 Çarşamba

ÇİFT KAVRAMALI ŞANZIMAN TEKNOLOJİSİ

    Otomobiller hayatımıza girmeye başladığında motor gücünü direkt olarak tekerleklere aktarıyorlardı. Bu durum otomobillerin son hızını motor devri bitene kadar artırabiliyordu. O dönemlerde motorlar verimsiz ve güçsüz olduğu için maksimum süratleri çok düşüktü. Yollar, caddeler, sokaklar gelişmeye başladığında otomobillerin de daha hızlı gitmelerine gerek duyuldu. Bu sebepler insanlara kademe fikrini aşıladı. Otomobillere hız kademesi kazandırabilirlerse hem daha hızlı gidebilecekler hem de daha güçlü otomobiller yapabileceklerdi. Seçilebilen kademelerden oluşan bir dişli mekanizması tasarladılar ve buna şanzıman adını verdiler. Şanzımanlar her geçen gün daha da geliştirilerek kendi içinde çeşitlere ayrıldılar. Manuel şanzımanlar, tork könvektörlü şanzımanlar, tek kavramalı şanzımanlar, çift kavramalı şanzımanlar ve gelecekte tasarlanacak olan diğer şanzımanlar. Burda en son çıkmış olan çift kavramalılara değineceğiz.



          

       Çift kavramalı şanzımanlar adından da anlaşılacağı gibi iki adet aktarma mekanizmasının birleştirilmesiyle oluşmuştur. Bu mekanizmada motordan alınan mekanik enerji iki ayrı şafttan şanzımana girer. Bir şaft tek vitesleri, diğer şaft ise çift vitesleri aktarmada kullanılır. Bu sistem, araç hangi vitesteyse, değişim olacak vitesi hazırda tutarak çok hızlı geçişler ortaya koyar. Kavrama sistemi de manuel viteste olduğu gibi balata ve volandan oluştuğundan kayıp gerçekleşmeden tüm güç tekerleklere aktarılır. Yüksek geçiş hızı ve kayıp olmaması verimliliği artırarak yakıt tüketimine büyük katkı sağlar. Fakat bu şanzımanlarla ilgili ciddi problemler mevcuttur. Henüz dayanıklılığını kanıtlayamamış bu şanzımanlar, hem ilk yatırım maliyeti hem bakım maliyeti hemde arıza durumunda çıkacak yüksek fatura bir çok kullanıcının kafasını karıştırmaktadır. Bu kafa karışıklığından en karlı çıkan üreticiler ise bu yola hiç girmeyip tarihi ve dayanıklılığı çok eskiye dayanan tork konvektörlü şanzımanları geliştirmeyi tercih edenlerdir. Tork könvektörlü şanzımanlar konforu, bakım maliyeti ve sorunsuz yapısı sayesinde son kullanıcının gönlünü fethetmeyi başarmıştır. Renault'nun edc'si, Ford'un powershift'i, Volksvagen'in dsg'si çift kavramalı ailesine örnek verilebilir. Ama bunların hepsini tek başına tork konvektörlü sistemi kullanarak alt edebilecek bir üretici de yok değil. ZF adında dünyanın en sağlam dişlilerini üreten ve en dayanıklı şanzımanlarını yapan bir kuruluş da vardır. Fakat ZF kullanılan araçlar premium sınıfa ait olduğundan bir çok kullanıcı çift kavramalılar arasında tercih yapmak durumunda kalmıştır. İki sisteminde artısı çok fazladır ve tüketicinin kafasını her ne kadar karıştırsada takdir edilecek başarılara sahiplerdir.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder